SGK, 'karekod'suz ilaç satan eczanelere ödeme yapmayacak

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), eczacılar için 'Karekod' isimli yeni bir uygulama başlatıyor. SGK, 15 Mayıs 2010 tarihinden itibaren karekodsuz ilaç satan eczanelerin parasını ödemeyecek.

Ziyaretler gerçekleştirmek ve toplantılara katılmak üzere Afyonkarahisar'a gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Korel Termal Otel'de düzenlenen toplantıda İŞKUR, SGK il müdürleri ve Afyonkarahisarlı işadamlarıyla bir araya geldi.

Toplantı da konuşan Bakan Dinçer, yeni bir uygulamaya geçtiklerini söyledi. SGK'nın eczaneler için 'karekod' uygulamasına başladığını belirten Dinçer, "karekod uygulaması şu. Türkiye'de üretilen veya Türkiye'ye resmi olarak ithal edilen her ilacın kutusuna bir kimlik numarası verilecek. Tıpkı bizim nüfus cüzdanlarımızda olduğu gibi her ilaç kutunun üzerinde bir kimlik numarası olacak. Bu kimlik numarasının bir de bizim bakanlığımızda kütük kaydı olacak. İlaç üretildiği anda bir kutuya işlenecek, bir de bizim kütüğe işlenecek. Ve ilaç deposuna aktarıldığında ilaç deposu karekodu okutacak ve bizim kütükte kayıtlı olup olmadığına bakacak. Eğer bizim kütükte kayıtlı değilse onu satamayacak." dedi.

Dinçer, "İkincisi eczane ilacı alırken kontrol edecek, bizim kayıt kütüğünde var olan ilacı ancak rafına koyabilecek. Nihayet üçüncüsü eczaneler müşteriye karekodlu ilacı satabilecekler ve karekodsuz ilaçları biz ödemeyeceğiz. Mayıs 15'den itibaren karekodsuz ilaçların parasını ödemeyeceğiz. Onun için de karekodu olmayan hiçbir ilaç satılamaz hale gelecek."

Böylece Türkiye'de ilaç sektörünü bütünüyle kayıt altına alacaklarını belirten Dinçer, "Daha rasyonel bir zemine oturtacağız ve bu zeminin üzerinden bu sektörle ilgili öngörülebilen sonuç almayı, daha nitelikli kararlar almayı umuyoruz." diye konuştu.

Kayıt dışılığın başka sektörler kadar olmasa da ilaç sektöründe de olduğunu dile getiren Bakan Dinçer, "Bazen eczanelere promosyon ilaçlar verilmekteydi. Yurt dışından kayıt olmadan ithalatlar yapılabilmekte veya kaçak ilaçlar getirilebilmekteydi. Hem bunlar hastalarımızın sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atan sonuçlar doğurabiliyordu, hem de bir takım kayıplara sebebiyet veriyordu. Bunların önünü bütünüyle kesmiş olacağız ve böylece bu alanda belki de 1 yıl 1,5 yıl sonra başka bir uygulamaya da; e-reçete uygulamasına geçme imkanımız olacak." dedi.

Bu uygulamaya geçildikten sonra vatandaşların elinde reçeteler de olmayacağını ifade eden Dinçer konuşmasına şöyle devam etti: "Doktor muayene için gelen hastanın reçetesini kendi bilgisayarına yazdığında o kişi kimlik numarası ile eczaneye gidecek kimlik numarası ile yeni yazılmış reçetesini hiçbir kağıt olmaksızın yaptırabilecek ve eczane de herhangi bir kağıda gerek kalmaksızın alacak. Küpür kesmeye, şunu bunu yapmaya gerek yok. Reçeteye yaptığı uyguladığı andan itibaren bir tuşla bizim kuruma gönderecek ve biz de onları toplayacağız, kontrolüne gerek kalmayacak. Efendim burada kayıt dışılık var mı ya da yanlış uygulama var mı demeye gerek kalmayacak. Çünkü reçeteyi uygularken her şey kontrol edilecek ve o zaman da biz eczanelerimizin ücretlerini mümkün olduğu kadar çabuk bir dönemde inceleme fırsatı bulacağız ve denetim masraflarından da kurtulacağız."

Bu alanda yapmaya çalışılan konuların ana hatlarıyla bunlar olduğunu aktaran Dinçer, "Doğrusunu söylemek gerekirse tabi ki çok köklü değişiklikler yapıyoruz. Gelişmiş ülkelerin pek çoğunda dahi henüz bir bütünlük içerisinde bu sistem tasarlanamadı. Biz başarmak üzereyiz. Operasyonel bazı sorunlarımız çıkıyor olabilir. Bazen eczanelerimiz provizyon alamıyor olabilirler. Ama inşallah 1,5 veya 2 yıl sonra çok daha önemli bir reformu da bütünlük içerisinde gerçekleştirmiş olacağız." dedi.

(CİHAN)